29 Mart 2012

HAYALDİ GERÇEK OLDU

Merhaba arkadaşlar,
Size bir zamanların 42-44 beden giyen şuanda da 34-36 giyen biri olan kendi öykümü anlatmak istiyorum. Çocukluğumda gayet cılız, annesinin kaşıkla peşinde koştuğu biriydim. 5. sınıftayken bile 20 kiloydum, görenler üzülürdü halime ne garip:D Ergenlik döneminde ki bu ortaokul 3. sınıfa denk geliyor, hızla hatta şiddetle kilo almaya başladım.

Bu duruma ergenlikte rastlanıyormuş yani vücut gereksiz yere yağ depoluyormuş. Artık lisedeyken 160 boylarında 69 kilo halimle yani deyim yerindeyse fıçı gibi takılırdım. 
Tüm akrabalardan kilo vermeme ilişkin laflar duyardım, içten içe çok üzülür ama hiç umrumda değilmiş gibi davranırdım. Yediğime içtiğime pek dikkat etmezdim, ekmek ve hamur işlerini fazlaca tüketirdim aynı zamanda fast food canavarıydım diyebilirim :D

Liseden mezun olup üniversiteye başladım hala aynıydım ve bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim ama zayıf olmak benim için çoooook uzaklardaydı, hayaldi, büyük bir hayaldi..
1.sınıfın sonlarına doğru kendi kendime diyet uyguladım 60 kiloya düştüm daha sonra 2. sınıfta belli bir zaman sonra yine diyet yaptım ve 57 kiloya düştüm, mezun olana kadar aynı kilodaydım. 

Mezun olduktan sonra yediğim içtiğim her şeye çok fazla dikkat etmeye başladım, tabi bu dönem evlilik arefesine denk geldiğinden stres unsuruda etkiliydi 53 kiloya düştüm. Şimdi evleneli 2 yıl dolucak nerdeyse ve ben 50 kiloyum. Eski fotoğraflarıma bakınca kocaman bir kafa görüyorum sadece:D Geçenlerde liseden eski bir dostla karşılaştım beni görünce inanamadı kurduğu cümle şu oldu "kafanın geri kalanı nerde?" :D çok güldüm, gerçekten rüya gibi şuanki durumum. 

Ama kilolara fena halde takık bir insana dönüştüm, akşamları asla yemek yiyemiyorum,sadece kahvaltıda ekmek yiyorum o da en fazla 3 dilim. Bir çok şeyin eski tadı yok zaten artık.7 yıldır çayımı şekersiz içiyorum, günde 1 demlik çay içiyorumdur heralde:D   Eskiden hergün yediğim patates kızartmasını artık ayda bir yiyorum, canım istemiyor. Hayat tarzım değişti.

Olmaz diye bir şey yok arkadaşlar, hayatta yemek yemeyi sevmeyen insan yoktur ama çok sevmek insanın hayatındaki bazı eksikliklerin göstergesi bence. Diğer şeylerin yoksunluğunu yemekle doldurmaya çalışıyor insan. Yaşamış biri olarak söylüyorum, oluyor, yapabilirsiniz..

27 Mart 2012

YAZLIK AYAKKABI

Artık bahar geldi, çiçekler, kuşlar, böcekler derken, yazlık ayakkabılar da piyasaya çıktı. Ben de kendimi tutamadım tabi, yaza yatırım yapmaya karar verdim. Bu da yeni ganimetim:) (fotoğrafların kalitesi düşük evet biliyorum malesef. lütfen kusura bakmayın)





KAHVE MOLASI

Günün en güzel vaktidir, çay saati veya kahve molası  .. Ve tabi ki yanında tatlı veya tuzlu yiyecek bir şeylerin olması bunun ana koşuludur. Öyle parti dediğime de bakmayın kendi kendime takılıyorum evde tek başıma:) Yalnız olunca ne yemeklerin tadı var ne içeceklerini, ama benim bol soslu ve kakaolu ıslak kekim tatlıydı gerçekten de :) Buyrun birlikte yiyelim :) Hoşçakalın..

17 Mart 2012

LİSE GEYİĞİ

Aslında turuncumsu ojeli tırnaklarımı çekmekti amacım

 fakat sonra aklıma uzun zamandır yapmadığım lise geyiklerinden biri geldi. Ne gülerdik bu işe, ey allahım, ey gidi günler:))


MAĞDURUZ BİZ

Mağdur kelimesi bugünlerde en çok kulağıma gelen sözcük oluyor, sizlerin de öyledir eminim. KPSS mağduru öğretmenler, Öss mağduru öğrenci, şiddet mağduru kadın, deprem mağduru insanlar falan filan.. 

Bunlar şuanda aklıma gelen kısmı. Bendeniz kpss mağduru efendim:) Önümüze böyle bir mağduriyet listesi koysalar herkes kendine bir alan seçebilir zannedersem, o kadar fazla ki.

Engelliler gibiyiz, engelliyiz de aslında, önümüzde mağduriyet engelimiz var. Bazılar bu mağduriyetin arkasına saklansa da, çoğumuz önündeyiz tam önünde, tekmeyi yiyip öne çıkmışız. 

Kpss mağduru olanlar çok iyi bilir, 1-2 yer yer 3-5 veya daha fazla hatta çoğu zaman yeni tanıştığımız insanlardan bile yani herkesten şu repliği duymuşuzdur defalarca "çok alıcaklarmış bu sene" bazen şu şekilde gelişir "çok da alıyorlar ama...." davulun sesiyle ilgili olan atasözü bu duruma cuk oturuyor işte. O kadar çok alıyorlar ki biz istemiyoruz çalışmayı tembellik işte:)
Acaba duymak istedikleri cevap bu mu merak ediyorum:) 

Mağduriyetlerimiz artıyor, kimse hiç bir şey yapamıyor&yapmıyor..

Bağırıyoruz sesimizi duyan yok, heyy mağduruz biz mağduruzz... İçim paramparça, benden tüm mağdurlara armağan olsun.. Sevgiyle kalın:)





MAHLEPLİ POĞAÇA

Malzemeler:
  • 3 kaşık yoğurt
  • 1paket instant maya
  • 1çay kaşığı tuz
  • 1çay kaşığı mahlep
  • 3 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 yumurta akı içine sarısı üzerine sürmek için
  • 3 su bardağı un
  • içi için peynir veya zeytin
  • üzeri için çörekotu ve susam 
Yapılışı:
 Unu eleyip ortasını açıyoruz içine yoğurt, yumurta akı, tuz, tereyağı, mahlep ve sıcak suda erittiğimiz mayayı koyuyoruz. İyice yoğurup, üzerini bir bezle kapatıp 40 dk beklemeye alıyoruz. Daha sonra hamuru avuç için büyüklüğünde alıp yuvarlaklar yapıp içerisine peynir veya zeytin koyup kapatıyoruz. Ben karışık yaptım zeytinli olanlara susam sürdüm peynirlilere çörekotu. 200 derece fırında 40dk pişiyorlar. Afiyet olsun.

TRENDYOL ALIŞVERİŞİ

Bu ekmekliği daha önce bi mağazada görmüştüm ve aklımda kalmıştı, çünkü gerçekten ekmeklerin açıkta kalması kötü bir görüntü oluşturuyor ve bu da canımı sıkıyordu. Neyse ki trendyolda satışa sunulduğunu gördüm ve de gördüğüm gibi kaptım, bugün de geldi kendileri:)






16 Mart 2012

COUNTRY YATAK ODALARI




















BİZ OPTİMİSTLER

Herkese selamlar, yine dünyanın geri kalanına kızdığım bir gündeyim:) Hala da gülebiliyorum, neden mi çünkü eternal optimist dediğimiz o gruptanım. Canım da sıkılsa çok moralim de bozulsa bir şekilde kendi kendimi iyileştirebiliyorum. Ama toplumun biz optimistlere yüklediği ağırlık fazla geliyor kimi zaman. Her zaman etrafa neşe saçmak zorundayız nitekim, yüzümüzü asamayız, hemen farkedilir, "ay seni hiç böyle görmemiştim" replikleri duyulur peşi sıra. Neden? Ben insan değil miyim? benim de moralimi bozacak şeyler olabilir, ben de triplere girmek isteyebilirim veya depresyon takılmak arabesk dinlemek isteyebilirim-bu fazla oldu dimi:) Yani durum böyle, palyaçolar gibiyiz aslında güleriz güldürürüz, neşe saçarız etrafa fakat kimse bizimle üzülmek istemez. Yine de işin sonunda optimist olmanın verdiği güçle insanları gülümsetiyor olabildiğim için kendimi mutlu hissediyorum. Dedim ya ben eternal optimistim kolay kolay üzülemem..



SERAMİK AKSESUARLAR